Müslümanların Kur’an ve sünnet ışığında ortaya koydukları eğitim anlayış ve uygulamaları, köklü bir geleneğe sahip olmakla birlikte günümüzde hak ettiği ilgiyi görememektedir. Bu gelenek içinde ortaya çıkmış eğitim-öğretime dair müstakil çalışmalar, iz bırakmış birçok İslam düşünürünün eğitim-öğretime dair görüşleri bilinmeden İslam eğitiminin ne olduğunun anlaşılamayacağı açıktır. İslam dünyası Batı’nın kendi geçmiş mirası üzerinde başarıyla gerçekleştirdiği seçme ve ayıklama işlemini yapamamış, bu nedenle sahip olduğu mirasa uzak düşmüştür. Bunun sonucunda Kur’an ve sünnet ışığında ortaya konmuş düşünce birikimi bir bakıma devre dışı kalmış; din eğitimi de dahil olmak üzere eğitim ve öğretime Batı’daki metafizikten bağı kopuk düşünsel hareketler yön vermeye başlamıştır. Söz konusu farkındalık bizi, İslam eğitimi kavramının pek dillendirilmediği, dillendirildiğinde de “Bu kavramsallaştırma ne kadar doğru?” tartışmalarından öteye gidilmediği bir dönemde konuyu dert edinen araştırmacılarla geçmişten bugüne eğitimin temel konuları hakkında İslam’ın ışığında ileri sürülen görüş ve düşünceleri okuyup mütalaa etmeye sevk etmiştir.